7 Ocak 2020 Salı

FITRAT/NAME




FITRATIN BOZULMASI


“İslam, teslimiyettir; teslimiyet ise fıtrata uymaktır.” dediğimizde aslında herkesin onaylayacağı bir cümle kurmuş oluyoruz.Fakat;
- Sistem, birikim veya din adına ortaya konanların yetmediği,
- Gelenek ve kültür adına var olan her şeyin cesede döndüğü,
- Şintoizm, Konfüçyanizm ve Budizm gibi dinlerin ölü birer folklorik unsur olarak görüldüğü,
- İdeolojilerin önce tıkanıp sonra tükendiği ve iddialarından vazgeçtiği,
- Dinlerin tüm vaatlerinin boşa düşüp koca bir yalan ve kandırmacaya dönüşerek Modernizm karşısında teslim olduğu,
- Müslümanların birikimlerinin çağa cevap vermediği ve sorunlar karşısında çözüm öneremediği,
- Müslümanların karakter zaafı yaşadığı, eylemlerinin karanlığa ve bozgunculuğa dönüştüğü,
- Zihinlerin karıştığı, amellerin menfaatin ötesine geçmediği,
- Değerlerin buharlaşıp Postmodern bir anlamsızlığa gömüldüğü,
- Yeni Nasyonal/Sosyalist diktatörlüklerin egemenliğinin arefesi gibi duran bu zamanlarda “sözün, iman ve amelin” anlamı yitirilmiş görünüyor.

AJİTASYONDAN UZAK

FITRATNAME ise anlayanlar ve anlamak isteyenler için kiminin deist, kiminin dinsiz, kiminin bu ne densiz dediği/diyeceği yalınlıkta  evrensel çağrı…  Arı duru İslam’a ve zaten İslam olan insanlık değer ve eylemlerine ışık tutan sistemli bir bakış açısıyla yazılan FITRATNAME, hem insanlık ve uygarlık birikimin ihyası, hem de İslamî düşüncenin yeniden inşası için mütevazı ama çok keskin bir söylem içeriyor. Kelimeler, cam kırığı gibi keskin; cümleler, buz gibi soğuk ve yalın. Kitapta; yazarın hiçbir tahrik, tazyik ve ajistasyona girmeden gerçeği ifade etme endişesi taşıdığı görülüyor. FITRATNAME’deki yazılar, tasavvur, iman ve davranış değişikliği için sarsıcı tespitler ve öneriler taşıyor.

SÖZÜN ÇAĞRISI

Sözün dürüst, çıkarsız ve anlaşılır olmasına özlem duyulduğu; dinî düşüncenin kendini tekrara ve küflenmiş malumat deposuna dönüştüğü bağlamda FITRATNAME; bir İslam rönesansı için işaret fişeği olarak görülebilecek metinlerden oluşuyor. Kitap; hanif dine, tevhide ve fıtrata güçlü bir çağrı içeriyor. Ayrıca bu kitapta Murat SAYIMLAR; "Bizde felsefi düşünce doğacaksa ancak şiirden/edebiyattan doğar." diyenleri şaşırtacak biçimde, açıklama ve tanımlamanın ötesine geçerek yepyeni bir dayanak çerçevesi sunuyor. İslami düşüncenin inşası için ortaya konan ve büyük bir emeğin ürünü olan bu kitapta düşünceler -lafa gelince “zaten öyle denen”ler bile- derinlik ve tutarlılıkla ifade ediliyor.  

ALINTI

“Din hayatın her anında, hayatın mahiyetini belirleyen bilgi kümesidir.Din olmazsa, insanlar davranış geliştiremezler; insanlar davranış geliştirmezlerse, hayat olmaz.Ali İmran.83 – “Peki onlar, Allah'ın dininden başka bir din mi arıyorlar? Oysa göklerde ve yerde her ne varsa -istese de, istemese de- O'na teslim olmuştur ve O’na döndürülmektedirler.”Yerlerde ve göklerde ne varsa, Allah’a teslim olmaları nasıl tahakkuk etmektedir?Bir atom, kâinat, su, rüzgâr, doğum süreci, buğdayın yetişmesi, tsunamiler vs. Allah’a nasıl teslim olmuşlardır?Allah, yerlerde ve göklerde hangi varlık, sistem, olgu, oluş ve ilişki varsa, tamamını bir fıtrat üzere yaratmıştır.Bütün yaratılmışlar, yaratıldıkları fıtrat üzerinden varlıklarını sürdürüyorlar ve varlık nedenlerini gerçekleştiriyorlar. Bunu ister istemez yani zorunlu olarak sürdürüyorlar.Bu durum yaratılmışların Allah’a teslimiyetidir.Allah bunu, Allah’ın dini için örnek olarak göstermiştir.Bu durumun istisnası ise insandır. İnsan cüzi irade ile yaratıldığı için, ancak isteyerek teslim olabilmek durumundadır.Maide.3- “…Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslamı seçtim…”Bu nedenle Allah, insan için de; “sizin için de din olarak İslam’ı yani teslimiyeti seçtim” demektedir.İnsanın, Allah’a teslimiyeti nasıl tahakkuk etmektedir?Elbette, insanın da, yaratıldığı fıtrat üzere yaşaması biçiminde gerçekleşmektedir.Rum.30 - "Öyleyse sen yüzünü Allah'ı birleyen (bir hanif) olarak dine, Allah'ın o fıtratına çevir ki; insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah'ın yaratışı için hiç bir değiştirme yoktur. İşte dimdik ayakta duran din (budur). Ancak insanların çoğu bilmezler."Allah nezdinde din; insanların üzerine yaratıldığı fıtrattır.İnsanların teslimiyeti, yaratıldıkları fıtratın hükümleri üzerinden karar almaları ve davranışlar sergilemeleridir.Bu karar ve davranışların ahsen kıvamında olmasıdır.İnsanların teslimiyetinin bağlamı, zemini, atmosferi ve sınırları;Sadece Rab-kul yani kulluk ilişkisi ile belirlenmiştir. Rabbimizin, Kitab’ın da bildirdiği dinin anlam, içerik ve fonksiyonları çerçevesinde yapılacak bir kavramsallaştırma;Dinin, hayatla bağlantısını, fıtratına uygun inşasını sağlayacaktır.Bu da; Müslümanların, dinin hükümleri ile bir hayat kurmalarını mümkün kılacaktır.İnsanın, yeryüzünde, kendi fıtrat hükümleri ile bir hayat inşa etmek ve buna engel teşkil edecek her fitneyi ortadan kaldıracak süreçlerin öznesi olmasını sağlayacaktır.(FITRATNAME 181-183)