6. GÜN,
SALI: “SOKMAZ YILANIM, CANIM BENİM”
Yine
yürüyüş yine spor… İçimdeki atlar koşuyor… Onları dumanla boğmuyorum coştukça
coşuyorlar… Organik besleniyorlar… İçimde yaşama heyecanı ve enerjisi arttıkça
artıyor…
“Sokmaz
yılan” tabirinin zararsız görünen zararlı ya da zararsız ama zararlıymış gibi korku
salan… Boş sanılan ama dolu olduğu tahmin edilen ya da dolu mu bilinmeyen boş
olmadığı tahmin edildiği için korkulan kişiler için kullanıldığını
hatırlıyorum. Ya da ben öyle sanıyorum. Sigara da tam sokmaz yılan; zararsız
sanılan/görülen ama zararlı olduğu bilinen; zararlı görülen ama zararsız
sanılan.
Burnumdan
kurumlar akıyor. Nefes alıyorum kucak kucak…
İçimde bir hayvan böğürüyor ölüyorum diye yardım istiyor. Aslında o
canavar ve içime yerleşmiş sigara isteği, ölsün gitsin. Korkunç çığlıklar atıyor
ve böğürüyor. “O aslında aslında
böğürmüyor aşk çağrısı ve o eş adayına sesleniyor.” “Buyur burdan yak!” “Tuhaf Olricler
sürüsü..” “Kendini Hüseyin sanan… “Olric kim ki olric giremez.” “Demon Mefisto
mephistopheles ya da iblis, şeytan, melek, sağduyu, vicdan, fıtrat ee!!!!”
“Kim
dedi onu bu Freudiyen Olric de kim…,Ne yani Ruşen Ali’nin çağrısı alageyiğin
çağrısı gibi bir şey mi bendeki?” Bir saniye ya evleniyor gerdek gecesi
alageyik av vs. Aman be bu da Freudiyen yorum oldu gitti. Sigaradan nereye
geldik sigara cinsel sağlığa düşman akla ve bedene ruha da zararlı…” “Bence
keyifli…” “Sen kimsin tiryaki Olric mi?” “Yoo Hüseyin…” Bak yıllarca Bülent
Akyürek çekti benden Pamuk Prenses’e ettiklerinden dolayı… Pamuk Prenses ve
Yedi Cüceler için demiş ki Cinnetim Cennetimdir’de –yoksa Cennetim Cinnetimdir
miydi?- “İşte hafta yedi gün ya, ee
cüceler de yedi tane …” “Eee ?” “Ne e’si sen Prens’in avukatı mısın?” “Sen Grimm
kardeşlerin yaveri misin?” “Oo, burada ne oluyor gene?” “Her neyse ben Bülent’e
fena hesap sordum…” “İçimizdeki Öküze Oha Deyin” demiş çok sattı mı bari
faydası olmuş kişisel gelişimin iyi para kazanmışsın… “Onca insanın önünde
rezil oldu yetmedi…” “350-400 kişisel gelişim kitabını okudum dediniz 4 ayda hızlı
okuma tekniklerini mi kullandınız…” Bülent beni nerde görse kaçıyor… “Aa, Sait
dedi ki sigara savaşçısı Sait- Bülent o dönem hâli iyi değildi –ne zaman iyi
oldu ki çok kötü sigara içiyor hepimiz gibi ölecek o- Erkan yazdı o bölümü kitap çıksın diye!”
Erkan mı? Hemen Erkan’a sordum yok ya
ben sadece şöyle bir göz attım valla redakte bile etmedim... Erkan elimden zor
kurtuldu zaten Bugün Gülleri Budadım’ı yazan adamın bunu yapmasını
bekleyemezdim. “Beklerdim...” “Bekledim…”
“Bekledin…” “Sait söyledi…” “Beklemedim…” “Erkan’a sordun…”
Susun be, kukla mı oynatıyoruz burada?
Tamam
ya sonuçta o yazmamış!!!
Pamuk Prenses’e bunları yapanları pişman ettim...
Affettim Bülent Bey’i Mavi Marmara Risalesi sonrası… Bülent de şaşırdı 5 tane Mavi
Marmara imzalatınca ilk önce kaçmaya çalıştı; yakaladım –zaten çelimsiz bir
şey-, kitabı övdüm, gerçekten çok güzel yazılar vardı -Ak Yürekli Yazılar-
bakıştık, anlaştık, önce ateşkes ardından kalıcı barış antlaşması… Sigara
maceralı bir hayat babandan kaç saklan anneden kaç saklan sonra çocuklardan kaç
saklan, hayatın rutinini bozuyor hayata heyecan katıyor okulda müdürden kaç iş
yerinde müdürden veya şeften kaç… Yok ya, uçma ne olur? Sen her yerde sigara
içtin baban hariç kimseden kaçmadın ki! Biraz biraz çocuklar o da suçluluk
duygusu…
Sigara
içmemek güzel be kardeşim…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz kaydedilmiştir. Teşekkür ederiz.